
BİRBİRİNİ YİYEN BALIKLAR
Bismillahirrahmanirrahim. İslam için ve Allah’a, Rabbimiz’e hizmet için. Hepsi kendi hevalarındadır. Eğer tabi olunan heva görürseniz; ve her kişinin kendi reyini beğendiğini görürseniz; ve sevilen bir cimrilik görürseniz, onları bırakın ve kendinize bakın. Şimdi insanlar böyle oldu. Hep kendi fikirlerinde. Mısır’da seksen milyon kişi var, her birisinin bir fikri, reyi var. Kendi fikirleri, düşünceleri; hevalarına, keyiflerine tabi olmak. Bu der ki: “Ben bunu severim, ben bunu istemem.” Sevilen cimri, cimrilik. Allah için birşey vermediklerinden. Allah rızası için birşey vermiyorlar. Hiçbir şey vermiyorlar. Onların cömertlikleri yok. Hepsini kendileri için istiyorlar. Niye? Çünkü Allah Azze ve Cel onları imtihan eder. Ve bu cemaat sadece kendi nefislerini düşünüyorlar.
Ve Allah Azze ve Cel onlara ne yollayacak, ne verecek diye düşünmüyorlar. Hak Celle ve Ala halkına nasıl muamele ediyor? Halk ettiklerine nasıl muamele ediyor? Yarattıkları kendi hevalarının arkasından gidiyorlar. O da onları bıraktı ki, onlar kendi azgınlıklarında yüzsünler. Hepsi azgındır; başından sonuna. Azgın. Onlar şeytana tabiler. Allah’ın Şeriatı bellidir. “Helal olan şeyler bellidir, haram olan şeyler de bellidir.” Ve Resulullah Şeriatı gündüzün aydınlığı gibi bize bıraktı. Hiç şüphe yoktur; helal de haram da bellidir. Bilmiyorlar mı Allah Azze ve Cel, Şeriatı’nı kullarının onunla hükmetmesi için indirdi. Biliyorlar. Niye doğru yoldan sapıyorlar? Sapık oldular. Doğru yoldan çıktılar. Allah’ın Şeriatı’nı bırakıp; şeytana tabi olmak istiyorlar. Her şeyde şeytan usulü vardır. Bu bellidir. Ne alimler söyler, ne de insanlar düşünür.
Eh bırak kendilerini. Sapkınlıklarında, azgınlıklarında devam etsinler. Allah’ın Şeriatı’nı bırakmak azgınlıktır. Allah Azze ve Cel Şeriatı’nı niye indirdi? Süs için mi? Yoksa güzel sesle okuyan okusun diye mi? Kalpleri ferahlatan sesle okusun diye mi? Ondan sonra ne var? Sadece karileri dinlemek için mi? Kur’an-ı okuyanları dinlemek için mi? Kur’an sadece onun için mi indi? Allah Azze ve Cel Kur’an-ı Azimuşşan’ı güzel okuyanlar okusunlar da insanlar oh oh desinler diye mi indirdi? Bu bunlara yeter mi, yoksa onunla amel etmek için mi? “Ve Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kafirdiler.” “Ve Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler fasıktırlar.” “Ve Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler zalimdirler.” Bunlar zalimdir. Ya kafir, ya da fasık, ya da zalimdir. Veya hepsi, her birisi aynıdır. Allah’ın hükmü ile hükmetmeyen hem zalimdir, hem kafirdir, hem fasıktır.
Kim vardır ki, onları destekleyen kim varsa, başka bir kelime daha var. Onları destekleyen ancak şeytandır. Onun için, ta ki Allah’ın, Celle ve Ala’nın, Şeriatı’na dönene kadar, onlarda kurtuluş için ümit yoktur. Dünyada da ve Ahirette de yoktur. Ve Ahiret daha zordur. Allah’a sığınırız. Ey Allah’ın kulları! Siz Araplarsınız. Kur’an-ı Kerim’i anlarsınız. Niye yolunuzu eğri yapıyorsunuz? “Bu yolunuz doğru yoldur.” Ayet-i Kerime’de söylüyor. Allah istiyor ki işiniz doğru olsun. Ne öyle, ne de böyle. Dosdoğru olsun. Eğer doğru olmazlarsa üzerlerine Allah’ın gazabı inecek. Allah’a sığınırız. Onların üzerlerine Allah’ın gazabı, Allah’ın laneti inecek. Allah’a sığınırız. Allah’a sığınırız. Neuzu Billah.
Peygamberimiz’in Hadis-i Şerif’inde söylediği gibi “İtaat olunan cimrilik ve tabi olunan heva görürseniz” Şimdi her insan hevasının arkasından gidiyor. Parlemento istiyorlar. Parlemento niye? Anayasamız yok mu? Ondan daha iyi mi getireceksiniz, ey ahmaklar, ey zalimler, ey cahiller. Allah sizi terbiye edecek. Ve bileceksiniz ki, hanginiz fitneye düştü. Aman Ya Rabbi. Estağfirullah. Ya Rabbi bizi muhafaza et, bizi nefsimize tabi olmaktan koru. Ve hevaya, ve şeytana, ve dünyaya tabi olmaktan bizi koru. Aman Ya Rabbi. Tövbe Ya Rabbi. Ve her kişi kendisi nasılsa öyle iş yapar. Ve nasılsanız üzerinize de öyle hakim tayin olunur. Aman Ya Rabbi. Onun için Ümmetin Mehdi (as)’a ihtiyacı vardır. İnsanları Hak yoluna, Hidayet yoluna, hidayete erdirir. Bunların hepsi yoldan sapmış ve saptıranlardır. Bunlar iflah olmaz değiller. Bunlar katiyen iflah olmayacaklardır.
Mısır’da olanlardan sonra onlar hala ısrar ediyorlar. Demokrasi, parlemento istiyorlar. Bunlar iflah olmaz değiller. Hiç iflah olmayacaklar. Aman Ya Rabbi. Tövbe Ya Rabbi. Estağfirullah. Fatiha. Müslüman kardeşler iyi değiller mi? Müslüman kardeşler iyi değiller mi? İnşa’Allah kendilerini yılan soksun. Onların şerlerinden Allah’a sığınırız. Müslümanları tekfir edenler. Müslüman kardeş olmayanların hepsine tekfir ediyorlar. Onlar saptırıyorlar. Delalete götürüyorlar. Onlar iflah olmayacaklar. Katiyen iflah olmayacaklar. Bu Efendi diyor ki bütün dünyada parlemento; bütün memleketlerde parlemento ve anayasayla hükmediyorlar. Anayasa, manayasa yoktur. Allah’ın Şeriatı vardır. Allah’ın Şeriatı’nda parlemento var mıdır? Bu ne rezilliktir? Allah ile maskaralık mı yapıyorlar? Allah onları maskara eder.
Onları azgınlıklarında devam etmelerine bırakıyor. Bırakın, dursunlar. Bırak kendilerini. Bırak kendilerini. Evliya’nın biri gemiye binmiş. Ve denizde balıklara bakarken, balıklar birbirlerini yiyorlarmış. Sormuşlar, bunun sırrını kim bilir diye. O Allah’ın Evliyası demiş ki; “Bunun sebebi, bir kişi, bir fasık, bir asi denize tükürdü de onun içindir.” Ve bu da denizde balıkların birbirini yemesinin sebebi oldu. Bu cemaaatten kaç kişi var tükürüyorlar? Çok. Kitap hiç okumuyorlar mı? Bu doktorlar, Humus ahalisi. Yok Humus ahalisi değil. Ezher ahalisi ne öğrendiler? Öğrenmediler mi Allah’ın Şeriatı’nı? Onun ne demek olduğunu öğrenmediler mi? Ne için Resulullah’a (sav) indirildi? Onunla amel etmek için mi, yoksa süs için mi? Amel etmek için. Tabi amel etmek için.
Kur’an-ı Kerim’de parlemento zikrolunmuş mudur? Üzerlerine müstahak oldukları şey insin. Estağfirullah. Amin. Amin. Fatiha. Ayet-i Kerime: “Eğer birşey bilmezseniz, zikir ehline sorunuz.” Zikir ehli nerededir, sorsunlar. Bu Efendi diyor ki parlemento yok, ama şura meclisi var. Şura, Şeriat iledir. Kendi hevalarına, keyiflerine göre değil. Şura kendi keyiflerince mi? Peygamber’in şurası neydi? Kur’an’ın dışında mı meşveret etmesi. Meşveret, şura. Meşveret ederdi, bunun için. Bundan ne anlıyorsunuz? Siz ne anladınız? Peygamber’e sorunuz, size şerh etsin; anlatsın. Ondan sonra Hülafa-i Raşidin. Bir Sultan var mıdır ki Parlemento ile hükmetsin? Bu kafirlerin, facirlerin İslam’ı yıkmak için hilesidir. İslam’ı yıkmak için. Ve parlementoyu getirdiler. Osmanlı Sultanları’na; en son Sultan ile ondan sonra Sultan Abdul Hamid, cennet mekan, hükmetti. Kırk seneye yakın, Sultanlık ile tek başına hükmetti. Bunlar, bu şeytanlar Jön Türk denilen bu şeytanlar geldiler; yedi senede İslam Hilafeti’ni ve Müslüman Saltanatı’nı yıktılar, bitti. Osmanlı İmaparatorluğu’nu. Şimdi ne var? Mısır’da İmparatorluk mu var? Türkiye’de İmparatorluk mu var? İran’da İmparatorluk mu var? Hepsi aşağı indiler. Diyorlar ki biz Cumhuriyet’iz. Al Cumhuriyet. Alınız, alınız. Eh. Görecekler. İnsanlar hadsiz, hesapsız ölecektir. Allah bizi muhafaza etsin, korusun. Ya Rabbi, Ya Rabbi.
“Doğru yolda olunuz.” Peygamberimiz (sav) diyor. İnsanlara imamlık ettiğinizde doğru olunuz diyor. Doğru olun ne demek? Parlemento olun mu demek? Hepsi yalancı, deccal ve şeytandırlar. Hangisi doğru yoldadır? Hangisinin istikameti doğrudur? Hiç. Cebabire geldi, diktatörler geldi. Hepsi dediler ki; biz doğru yoldayız. Mısır’ı yetmiş senedir buraya kadar getirdiler. Altmış sene. Altmış senedir, Mısır’ı bu hale getirdiler. Öyle ki bir vadiye yuvarlandı. Ancak Allah eliyle kurtulabilirler. Bunlar da Allah’ın elini tutmak istemiyorlar. Bunlar şeytanın elini tutmak istiyorlar. Eh şeytanla olsunlar. Estağfirullah. Doğru mu? Doğru. Doğru. Benim Arapçam azdır. Merdini Efendi. Fatiha.