
RUH, RABBİMİN EMRİNDENDİR
Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hz.’nin 8 Ocak 2012 Sohbeti,
Bismillahirrahmanirrahim. Acayip, acayip. Ruhun kuvveti o. Ruh kuvveti. Ruhun kuvveti; ruhu sana soruyorlar. “Ruh, Allah’ın emrindendir de.” Ayet-i Kerimeler. Nazarımız, gördüklerimiz; galaksilere kadar ulaşır. Böyle bir lahzanın içinde. İnsanda ne kadar kuvvet var. Allah’ın halifesi, hazırlanmıştır. Çeşitli iktidar ile, kudret ve yeteneklerle hazırlanmıştır. Subhan Allah. Nazarı, görmesi oraya kadar yetişir, ulaşır. Derler ki, kutup yıldızı. Kutup yıldızı. Onun ışığı, o yıldızın ışığı yeryüzüne kırk ışık yılında ulaşıyor. Biz böyle yapıp yetişiyoruz. Ey insan! Seni Kerim olan Rabbi’ne karşı ne aldattı, neyle aldandın? Subhan Allah. Subhan Allah.
Bizim hacmimiz; taşıdığımız cismimiz biz birşey sayılmayız. Ama Allah’ın bize verdiği kuvvet, Rabbimiz’in kuluna olan ihsanı acayiptir. O meseleyi soruyorlar. Siz ne anlıyorsunuz? Siz birşey anlamazsınız. Ama cevap olarak nedir? “Ruh, Allah’ın emrindendir.” Allahu Ekber. Allahu Ekber. Allah Allah. Galaksiler, diyorlar ki onların genişliği; milyonlarca, trilyonlarca, katrilyonlarca ışık yılı genişliğindedirler. Onların sonuna ulaşılmaz. İnsanın gördüğü; bir alet ile bakıp onunla görüyor. İnsanın nazarı; ademoğlunu “Ademoğluna ikram eyledik.” Allahu Ekberul Ekber. Subhan Allah. Sultan Allah. Tövbe Ya Rabbi. Tövbe Ya Rabbi. Tövbe Estağfirullah. İnsanın kendini takdir etmesi lazımdır. Bu zamanımızda insanoğlu, kendini takdir etmiyor. Başkasını da takdir etmiyor.
Zannediyorlar ki beleş, bedava buldular. Beleş değildir; bu bize bir vergidir, ikramdır. Al veya bırak. Subhan Allah. Subhan Allahul Aliyyul Azim. İnsanoğlu kendini takdir etmiyor. Başkasını da takdir etmiyor. Allah Subhanehu ve Teala insanoğluna öyle birşey verdi ki; insanoğlu öyle bir ikram olundu ki, insanın kendi zatı; Kendisine Hak tarafından ikram olunanı kendisi bile bilmez ne ikram olunduğunu. Eğer bilseydi, zulmetmezdi. Birbirlerine zulmetmezlerdi. Ve birbirlerini hakir görmezlerdi, aşağılamazlardı. Allah takdir etti. Allah, Ademoğlunu takdir etti ve onlara ikram etti. Ama Ademoğulları kendi kendilerini takdir etmiyorlar. Allah’ın kendilerine verdiklerini takdir etmiyorlar. Subhanehu ve Teala.
Tövbe Ya Rabbi. Tövbe Ya Rabbi. Tövbe Estağfirullah. Tövbe Ya Rabbi. Hiçbir şey onu başka birşey için meşgul etmez. O kimdir? O insanlardandır. Ademoğlundan bazı kişilere, o şey giydirilmiştir. Takdir edeceği emir onlara giydirilmiştir. Kendisini takdir eder ve başkalarını da takdir eder. Takdir etmek mizan ile, tartıyla tartılmaz. Ölçülmez. Veyahut da herhangi bir ölçüyle, ona ölçü yoktur. Kendimize bakalım. Biz yaratıldık. Hak Subhanehu ve Teala tarafından yaratıldık. “O sizi Rahimler’in içinde istediği gibi tasvir eder, şekillendirir.” O kimdir? O kimdir? Zamir. O’nun zamirinin haddi hududu yoktur. O söyledi. Allah dedi, demedi. Allah dedi, demedi. Dedi ki: “O sizi Rahimleri’nin içinde tasvir eder.” O nerededir?
Bir Yahudi, Hz. Ali’ye sordu: “Allah nerede?” diye. Ve cevap, “Neredeyi, nerede yapanın; nerede olduğu sorulmaz.” Diye cevap verdi Hz. Ali. “Nerede”, Allah’ın yarattığı mahlukatlardandır. Ademoğlunu tarif ve anlatmak içindir. Ademoğluna bazı hakikatleri anlatmak içindir. Okyanus denizinden anlatmak için ki bu hiçbir şey sayılmaz. Allahu Ekber, Allahu Ekber. La İlahe İll’Allah. Allahu Ekber, Allahu Ekber. Velillah İlhamd. Malesef, malesef insanoğlu; bu zamanımızdaki insanoğlu; onlar ki hiç gayret etmiyorlar. Bazı şeyleri bilmek için hiç gayret etmiyorlar. Gökler ile alakalı olan şeyleri bilmek için. Ve öyle şeylerle meşgul oluyorlar ki, onlara bir yararı veya onlarda bir nasibi yoktur. Allah her şeye bir had ve hudud yaptı. Sen kendi haddini aşamazsın.
Onun baktığı başkadır, senin baktığın başkadır. Allahu Ekber. Subhanehu ve Teala. Ya Rabbi bize öğret. Aramızdaki mücadeleyi, çekişmeyi bırakalım. Sebepsiz olarak, veya manasız olarak yaptığımız mücadeleyi bırakalım. Bu savaşlar ne içindir? Bu kargaşalık; insanların arasında ne içindir? Paylaşamadıkları nedir? Daha öncekiler; şimdiye kadar olanlar paylaştılar. Ondan sonra bırakıp gittiler. Veyahut da buradan alındılar ve her şeyi bıraktılar. Hiç birisi beraberinde dünyadan birşey götürmedi. Bu madde aleminden, ruhani aleme birşey almadı. Ruhaniyet öyle bir çalışır ki, o insan tam kemalinde bir şeye “Kun Fe Yekun”, “Ol” derse, o şey olur. O kişi dünyadan ne ister? Eğer istese, bütün dünya olur. “Kun Fe Yekun”, “Ol” ve o şey bir kelime ile olur.
Bir mezun vardı. Şam’daki üniversiteden mezun biri. O, bir gün bana geldi. Kapıyı çaldı. Açtım ve baktım; bir genç adam. Bana selam verdi. “Seni ziyarete geldim ey Şeyh” “Hoşgeldin”. O kişi bana kendini takdim etti. Ona dedim ki: “Eğer sen, Şam üniversitesinden mezunsan, anlat bakayım bana, bir Hadis-i Şerif veya başka bir şey anlat da senden ne öğrendiğini duyayım.” Bana dedi ki, Allah Azze ve Cel dedi ki; Resulullah (sav) dedi ki. Resulullah, Rabbi’nden naklediyor. Ve Rabbimiz Celle ve Ala diyor ki, kuluna hitab ediyor. Biz hepimiz O’nun kuluyuz. Hak Celle ve Ala ne diyor? “Ey kulum! Ey kulum!” Böyle çağrılmak, “ey kulum” diye çağrılmak büyük bir şereftir.
“Bana itaat et.” “Bana itaat et.” “Seni Rabbani eylerim.” “Seni Rabbani eylerim.” Ondan sonra şerh etti, anlattı. Hak Subhanehu ve Teala diyor ki, bir şeye “Kun Fe Yekun”, “Ol” dersen olur. “Seni Rabbani eylerim.” Rabbani demek, Rabbi’ne Celle ve Ala’ya nisbet olunmuş demektir. İnsan Rabbani olduğunda; bir şeye “Kun Fe Yekun”, “Ol” derse o şey olur. Ama insanoğlu bu asrımızda; bu zamanımızda birinci cahiliyet devri gibidir. Ve ondan daha da beterdir. Bakmıyorlar. Peygamberin Hadis-i Şerifleri’ne bakmıyorlar. Allah Azze ve Cel’in Resulullah’a (sav) verdiğine. O dedi ki : “Ey kulum Bana itaat et.” “Rabbani olursun.” “Bir şeye “Ol”, “Kun Fe Yekun” dersen o şey olur.” La İlahe İll’Allah Seyyidina Muhammedun Rasulullah (sav). İnsanlar bu zamanımızda malayani ile uğraşıyorlar. Kendilerini alakadar etmeyen şeylerle uğraşıyorlar. Ve diyorlar ki bizim zamanımız teknoloji zamanıdır. Teknoloji. Biz her şeyi teknoloji ile yapıyoruz. Bizdeki teknoloji ile. Hak Subhanehu ve Teala diyor ki: “Ey kulum Bana itaat et.” “Seni Rabbani eylerim. Ben sana ilim veririm ey kulum.” O öyle bir ilim ki, miktarı sıfır olsa bile seni öyle bir makama ulaştırır ki; Allah Azze ve Cel diyor: “Ey kulum Bana itaat et. Ben seni Rabbani eylerim.” Bunun manası bir şeye “Kun Fe Yekun” dersen “Ol” ve o şey olur. Kendini yormaya lüzum yoktur. Teknoloji ile hayır.
Allah’a itaat etmek senin düşünemeyeceğin gibi veya anlamayacağın şekilde senin önünü açar, ufkunu açar. Allahu Ekber. Fatiha. Birşey sorabilir miyim? Sohbette siz senin bakışın başka, onun bakışı başka dediniz. İnsanlar niye kavga ediyor? Eğer bir yıldıza ben bakarsam veya o bakarsa; her birimiz başka mı görürüz? Evet. Başka görürsünüz. Bir insan dünyaya bakınca aynı manzarayı görür mü acaba? Dünya. Niye kavga ediyorlar diyorsun ki? Her kişiye acaba bir alem mi vardır? Onun için kavga dövüşe gerek yok değil mi? Lüzumu yoktur, evet. Ama cahillikten, şeytanın aldatmacasından. O şey. Allah Allah. Subhanehu ve Teala. Fatiha.