Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi
Meded Ya Sultanul Evliya, meded. Allahu Ekber, Allahu Ekber, La ilahe ill’Allah Hu Allahu Ekber, Allahu Ekber ve li’Llahi’l hamd. Allahu Ekber, Allahu Ekber, La ilahe ill’Allah Hu Allahu Ekber, Allahu Ekber ve li’Llahi’l hamd. Es salatu ves selam, elfu salat elfu selam Aleyke Ya Seyyidil Evvelin vel Ahirin. Evvelin ve Ahirin Efendisi meded. Ya Ekrem el Ekremin Siz’in Şeriatınız ile bizi kuvvetlendirin. Meded Ya Rical Allah, meded, meded. Ya Sultanul Evliya, meded. Ya Aktab, Ya Kutub el Mutasarrıf, bize nazar edin.
Ey katılanlarımız söyleyin Euzubillahimineşşeytanirracim, Bismillahirrahmanirrahim. Ey insanlar, ey insanlar. Esselamu Aleykum. Eyyuhel insan, insanoğlu şereflerinizi muhafaza ediniz. Siz Allah Azze ve Celle’nin, bu dünyadaki Halifeleri olmak için yaratıldınız. Başka bir şeref istemeyin. Ad dunya jeefatun. Peygamber Efendimiz (sav) söylüyor ve bir misal veriyor ki; Dünya bir leştir. İnsanlar kaçıyorlar. İnsanlar kaçıyorlar, ama onlar Dünya’ya bir leş olarak bakmıyorlar. Onlar dünyadan taşıyabildikleri kadar taşımak için koşuyorlar.
Kur’an-ı Azimuşşan insanoğluna her şeyi getiriyor. Kur’an-ı Kerim insanoğluna öğretiyor. Onları en iyi yola çağırıyor bir şerefe ulaşabilmeleri için. Bunun ötesinde başka bir şeref yoktur. Ey insanlar, dünya sadece Karun’a verilmişti, Karun’un 70 tane… Hazineleri vardı ki kimse bunların başlangıcını ve sonunu bilmez. Ve o, zaman zaman dışarı çıkardı ki bir münasebetle insanlara kendi Saltanatı’nı göstermek için. O zannediyordu ki kendisi bir Kral’dı ve kendi Krallığına kimse ulaşamazdı. Ve insanlar bakıyorlardı ve görüyorlardı ki o… Onun ihtişamlı makamının kimseye verilmediğini zannediyordu. İnsanlar diyorlardı ki: “Ohhh… ohhh… Karun’a öyle bir ihtişam ve öyle bir Krallık ve zenginlik verilmiştir ki; biz de Karun gibi olmak istiyoruz.” Karun…
Allahu Ekber, ala men tekebber ve tejebber. Allah Azze ve Cel, kendilerinin “En kuvvetli, en ihtişamlı, ve en zengin” olduğunu iddia eden insanların üzerindedir. Sonra ne oldu? Karun’a ne oldu? Allah Azze ve Cel, yere emretti. …Yere emretti: “Karun’u yut.” Yer, ilk önce onun ayağını yakaladı. O batmaya başladı ve bağırıyordu: “Ey Musa, ey Musa beni kurtar.” Ve Musa (as) dedi ki: “Ey yer, onu yut, onu yut, onu yut.” Karun’a olan buydu. Onun hikayesi yazılmıştı. İlahi Kitaplar’da yazılmıştır. Kendilerine İlahi Kitap verilmiş olan insanlar; ilk olarak Beniisrail, sonra Hristiyanlar. “Biz İsa’yı takip ediyoruz” diye iddia edenler.
İsa (as) bir tarak kullanırdı. Bir kere Hacı Hüseyin’e benzeyen birisi vardı ve o eliyle böyle yapıyordu, böyle; ve sonra o tarağı attı. Ve o su içmek için bir kap taşırdı. Bir kere birisini gördü böyle yapan, eliyle su içen; o zaman o kabı attı. Ey Hristiyan alemi, Noel için ne yapıyorsunuz? Ya da yeni yıl için? Siz
giyinmeye çalışıyorsunuz, göstermeye; birşey olduğunuzu göstermeye çalışıyorsunuz. Bu İsa (as)’ın yolu değildir. Ya da bu Seyyidina Musa (as)’ın yolu değildir. Ya da Peygember Efendimiz (sav) böyle gösteriş yapmazdı. O derdi ki: “Ben bir köle gibi otururum..” Köle gibi değil. “Bir kul gibi otururum ve bir kul gibi yemek yerim.”
Müslümanlar nerede? Onlar kendilerini Noel ya da yeni yıl için hazırlamaya çalışıyorlar. Bu Müslümanlar için en büyük ayıptır. Müslümanlara 70 kere ayıp. Karun’a ne oldu? İlahi Kitaplar’da okuyabilirsiniz bunu. Ben üzülerek söylüyorum ki Tevrat’a ve İncil’e inanan ilahi insanlar; onlar insanlara söylemiyorlar ki: “Ey insanlar, onu bırakın. Çünkü ölüm sizin arkanızdan koşuyor. Ve eğer size Karun’dan 70 kere daha fazla ikram edilse, o sizi asla değiştirmeyecek. Ya da sizi ölümden kurtarmayacaktır.”
Yer der ki: “Ey insanoğlu, siz şimdi benim üzerimde bir şeye ulaşmak için koşuyorsunuz, ama hatırlamalısınız ki yarın benim altıma gireceksiniz.” Şimdi benim üstümdesiniz, yarın benim altımda olacaksınız. Ama insanlar Peygamberleri’ne olan inançlarını bıraktılar. Ki onlar insanları Alemlerin Rabbi’ne, insanoğlunun Rabbi’ne kul olmaya çağırırlardı. İnsanoğlunun, Alemlerin Rabbi, onlara kimsenin veremeyeceği bir şeref verdi. Ama insanlar şimdi sarhoşturlar. Onlar sarhoşturlar. Ben bu insanların başına yakında neyin geleceğini bilmiyorum.
Ve her yerde dertler, sorunlar vardır. Bu sorunlar daha başlangıçtır. Çünkü Alemlerin Rabbi insanlara öfkelidir. Ey insanlar, ey İslam ulemaları! Ey İsrailoğulları’nın hahamları, ey kutsal Papa ve diğer kutsal insanlar! Neden insanlara bugün burada yaşadığımızı ama yarın toprağın altında olacağımızı hatırlatmıyorsunuz? Alemlerin Rabbi vardır. Sizi Kıyamet Günü hüküm için O’nun İlahi Huzuruna kim taşıyacaktır? Bu çok zayıf bir kuldan size bir uyarıdır. Ben Müslüman ulemaların insanlara hatırlatmadıkları için üzgünüm. Hahamlar kendi insanlarına hatırlatmıyorlar. Papa, piskoposlar kendi insanlarına hatırlatmıyorlar. Onlar da cezalandırılacaklardır. Çünkü Rabbimiz’in İlahi Hükmü çok yakında gelecektir.
Biz bu dünya hayatının son kısmına ulaşıyoruz. Her yerde çok fazla dertler, sıkıntılar vardır. Ve bu sıkıntılar insanoğlundan, onların tatlı hayatlarını alıyor. Bu tatlı hayat değildir. Bitti. Sıkıntılar doğudan batıya; kuzeyden güneye koşuyor. Alemlerin Rabbi Peygamberleri’ni gönderiyor. Özellikle son olanı gönderiyor ki insanlara söylesin. İnsanlara hatırlatsın diye. “Ey insanlar Ben sizin hayatınızın tatlı bir hayat olması için bir yol hazırladım.” Ama siz benden kaçıyorsunuz ve şeytanı takip ediyorsunuz. Ve şeytan size hiç bitmeyen dertler, sıkıntılar veriyor. Ve dünya üzerinde tatlı hayat bitti.
Ey katılanlarımız, onlar beni kendim için bütün insanlara hitab ettirmiyorlar, ama bu bir emirdir. Ve bu, size konuşayım diye benim kalbime gelen bir ilhamdır. Ben hiçbir şeyim. Ben günahkarım, ben günahkarım. Ve ben af diliyorum. Ve aftan sonra rahmet istiyorum. Ey insanlar, bırakın. Şeytanı bırakın. Şeytani hayat şeklini bırakın. Şeytani.. Hayat şekli, onu bırakın; bırakın. Allah Azze ve Cel ilk olarak diyor
ki: “Ben kendime zulmü haram kılıyorum.” Zulüm yok. Ve Ben size de zulüm yapmayı haram kıldım ve kötü şeyleri – birbirinizi öldürmeyi- haram kıldım. Ben sizden razı değilim. Kim ki bunu yapar, Ben onlardan İlahi intikamımı alırım. Ey insanlar, Allah’tan Subhanehu ve Teala; korkunuz.
Tövbe Ya Rabbi, Tövbe Ya Rabbi. Tövbe Estağfirullah. Bu hitab ilk olarak Müslümanlara’dır. Müslümanlar’a ve Muminlere’dir. Kendinize dikkat ediniz. İnsanları öldürmeyi bırakın. İnsanları öldürmeyi bırakın. Subhan Allah Ya Rabbi. Tub Aleyna, Tub Aleyna Ya Tevvab. Tub Aleyna Ya Tevvab. Biz yanlış kullarız. Biz Siz’in kulluğunuzu bıraktık. Ve biz şeytanı ve şeytanın kulluğunu takip ediyoruz. Kulluk değil. Alemlerin Rabbi’nin kulluğunu bırakıp, en kötü varlık olan şeytanın kölesi olmak için koşuyoruz. Allah bizi affeylesin. Ey insanlar, dua edin. Ben zayıf biriyim. Hepimiz zayıfız. Ey insanlar Allah’a tövbe edin. Gelin ve Allah’a tövbe edin. Ey Rabbimiz bizi affet. Bizi şeytanın köleliğinden kurtaracak olan kişiyi gönder. Allah bizi affeylesin ey insanlar. Esselamu Aleykum. Fatiha.
